28 Haziran 2012 Perşembe

NOT:



Dün eşimle birlikte doktora gittik. Göğüs filminde bir şey çıkmadı. Hatta tertemizdi :) Maşallah... Faranjit olduğu için ılık şeyler içmemi tavsiye etti. Adaçayı iyi geliyormuş faranjite. Neyse ilaç yazdı bi kaç tane.Sinecod, benical ve arveles... Dün içtim bi tane.. Benical'i artık eczaneden istediğin zaman gidip alamıyormuşsun. Çünkü içinde bulunan etken madde seni uyuşturuyor ve uyutuyo o yüzden... Sabah içmicem o yüzden ben.. Yoksa masamın başında uyur kalırım. Nescafe yaptım kendime birazdan onu içicem :)
Dün akşam balkona masa ve tabure aldık.. Onların fotolarını da çekip koyucam...
Bugünün akşam menüsü etli yaprak sarması :) Hiç üşenmeden teeekk tek sardım...onu da akşam fotosunu çekip koyarım bi güzel..Dün starda başlayan İbreti ailem diye bi dizi izledim.. Fena değildi eğlenceliydi ama eşim saçma buldu... İzlerken sonra içtiği haplardan ötürü uyuyakaldı..Ben gene izledim:)
Şimdilik bu kadar bi tane hapım var onu içeyim kurtulayım :)

27 Haziran 2012 Çarşamba

Nane, limon kabuğu, bir tutam zencefil ...



Havalardan mıdır nedir bilmem... Soğuk algınlığı ile mücadele ediyoruz. Üşüttük büyük ihtimal..Kapı pencere açık yatıyoruz. Eşimde dün soğuk algınlığı vardı. Benim bitmek bilmeyen faranjitim. Hastaneye gidicem bakalım bugün.. E yeter gari... Faranjit öksürüğe çevirecek gibi duruyo.. Göğüs hastalıkları ve KBB'ye gidicem. Bi problem çıkmazsa tabi...İş yerinden izin aldım. Saat 14.30 gibi çıkarım burdan. 15.20'de randevu  aldık. Dün hal böyle olunca soğuk algınlığına iyi gelen nane limon yaptım... Mide bulantısı da olduğu için bebek gibi bakım yaptık anlayacağın... Yemek yedikten sonra kalktım naneyi suyla hafif kaynattım dinlenmeye aldım. Biraz ılıyınca içine bal, zencefil, limondan biraz kattım... Ekşili ekşili biraz yatıştırdı midesini... Bakalım bugün doktora gidicez... Sırf hap yutmamak için doktora gitmiyodum ama artık dayanamayacağıma karar verdim. Noktayı koydum böylece...

26 Haziran 2012 Salı

Trendyol.com ve Hugo BOSS



Bizim parfüme düşkünlüğümüz kimsede yoktur. Nerde marka parfüm var gider onlara bakarız. Sevil parfümeriden olsun ya da Douglas olsun gider Hugo BOSSlara bi göz gezdirir gelirdik. Kampanya yapmışlar ama 100 ml + 30 ml 179 TL... Çok para :) nette Hugo BOSS diye arattırdığımda ise zaten Trendyol'a üyeydim ama indirime girdiğinden haberim yoktu. Trendyol.com'da 3 gün indirime girmiş olan kampanyadan yararlandım.. Fiyatını söylemicem ama çok çok uyguna aldım... 179 TL değil belki ama indirime girdiği zaman görürsünüz. 100 Ml olarak aldım... Ben bunu normal zamanda vermek için almıştım ama temmuzun 2si yaklaşırken hani düğün yıl dönümümüz olduğu için hatırlamak ve hatırlatmak maksadıyla vermeyi düşünüyorum. Bence çok ta güzel oldu...
Bu arada trendyol.com'dan aldığım her ne varsa hepsi mükemmel geldi. İş prensiplerinden ötürü kendilerini tebrik ediyorum.

Akşam menüsü...

Akşam yemeğimizden  :) 
Herkes patates kızartmasına ve köfteye bayılır. Her çocuğun belli bir döneminde her gün yediği öğün olarak hafızalarına kazınmıştır. Annem sorardı. Ne pişireyim diye bende hiç bıkmadan patates ve köfteee diye bağırır sevinirdim :) Bende akşam yemeğine ne pişireyim diye düşünürken aklıma birden geldi eşimle birlikte yaptık :) Eşim sadece salata kısmıyla da uğraşsa da gene de beraber yaptık :) Çoban salata değil Soğan salatası yaptı... Ama onu yapmak öyle kolay değil ki... Soğanları bi güzel ince ince kıyacaksın. Tuz ile ovup acısını alacaksın. Ardına su ile tuzunu gidereceksin. Biraz beklettikten sonra sumak ile güzelce karıştıracaksın. Ardına maydanoz zeytin yağı ve limonla servis yapacaksın. Yani öyle ince ince doğramakla olmuyo sevgili eşim :) Ben patlıcan kızartmasına da bayılırım. Patlıcan olsun gerisi önemli değil desem yeridir yani o derece severim. 
Köfte için malzemeler:
1 yumurta 
Yarım ekmek içi (Galete unuda olabilir)
250 gr.kıyma (2 Kişi olduğumuz için yetiyor bize)
1 tatlı kaşığı salça
Tuz
Kimyon
Kekik
Maydanoz
Bütün malzemeleri karıştırıp güzel bir köfte hamuru oluşturuyoruz. Ceviz büyüklüğündeki yuvarlak köftemizi elimizde biraz bastırdıktan sonra kızmış olan tavamızın içinde pişiriyoruz. Servis sırasında tabağın kenarına domates dilimleri maydanoz tutamını koyuyoruz. Porsiyon olarak hazırlanan köftelerimizin yanına patates ve patlıcan kabak kızartmasından koyuyoruz. Buz gibi ayran eşliğinde afiyet olsun:)
Başka bir akşam yemeğinde görüşmek üzere...

25 Haziran 2012 Pazartesi

Yemek sepeti ile İşte lezzet...


İş yerinde öğle yemeklerine gitmek bazen zor oluyor. Saat 12 olduğu zaman da ha deyince çıkılmıyor. Ya da öğle yemeğinde (yaz gününde) kuru fasulye çıkarsa o da hiç çekilmiyor. Alternatif olarak ne yapıyoruz? Dışarıdan sipariş veriyorum. Fast food yemek güzel ama kilo aldırmasa bi de çok güzel olacak ama... Ev yemekleri falan derken yemeksepeti.com'a üye oldum. Yakınlarda sipariş verebileceğim alternatiflerim arttı şüphesiz. Şimdilik idare ediyorum :) 
Yemek sepetinin videosunu paylaşmak istedim. Eşimle 10 numara reklam dediğimiz reklam filmi ile dalga geçilmiş...






Yemek sepeti kuryelerin bilinmeyen dünyası derken istelezzet.com'da yemek siparişi sepet ile taşınmaz diyor... Hadi izleyin :)
  

İsim Şehir Bitki

Cumartesi günü atladık otobüse...Evde oturmaktan sıkılacağımıza çarşıyı şöyle bir turlayıp geri geliriz dedik. İyi de yapmışız. Mağazaları dolaştık bi süre. Sonra Bazaarlara da bi göz gezdirelim dedik. Neyse standın birinde kitap satıyorlardı. Güncel kitaplardan ne var elinizde diye sorduk. Ne ararsan var elimizde cevabını aldıktan sonra benim gözüme bi süredir aklımda olan İsim Şehir Bitki adlı kitap takıldı. Hürriyet gazetesinden de takip ediyordum. Zaten kitap gazetede yayınladığı makalelerin derlenmiş hali olarak karşımızda. Kitabın yarısına geldim çoktan...En geç yarın akşam biter. Sürekleyici ve yazım olarak burdayım diyen uslubu olduğu için bi çırpıda okunabiliyor. Almanızı tavsiye ederim. Bakın bakalım Türkiye'de ve gündemde neler olmuş...

24 Haziran 2012 Pazar

Bir sene sonra...

Zaman hızlı bir şekilde akmaya devam ediyor. Ev dersane arası mekik dokurken ev iş arası mekik dokumaya başladım. Geçen sene temmuz ayına yaklaşırken düğün telaşı ile şaşkınlık dizboyuydu. Neyse Temmuzun ilk haftası düğünümüz oldu. Tatil falan derken aldığım güzel haberle daha bi mutlu oldum. Atamam olmuştu..artık bende iş sahibi oluvermiştim. 
Koskoca bir sene geçti hayatımdan... İçinde neler var neler... Daha başka olabilir miydi diye düşünüyorum da olabilirdi hem de çok güzel olabilirdi. Belki böylesi daha hayırlıdır benim için...
Eşim sürpriz yapacak ama daha ne olacak ip ucu vermeden devam ediyor. Açıkçası bende çok fazla üsteleme yapmıyorum. Geçen sene temmuzda evlenince doğumgünü arada kaynayıverdi. 2 temmuz evlilik 7 temmuz atamam 8 temmuz doğumgünü üstüste gelince hepsini tek çatı altında birleştirdi :) Bu sefer öyle olmayacak ama :)
Benim ne sürpriz yapacağım ise onu zamanı geldiğinde detaylıca anlatıcam... 
NOT:  Ben Sevgili Eşimi çooookk seviyorum ve hep sevmeye devam edicem...

22 Haziran 2012 Cuma

Cevizli Kek...

Keklerim çok meşhurdur. Yapmayı da yemeyi de ayrı ayrı severim..Hiç ayırt etmem. Geçenlerde market alışverişi yaparken pasta kalıplarının tabanlarını yağlamak için margarin aldım ve yanında borcam olarak baton kek kalıbı verdi... O alışveriş hiç bitmesin istedim... Mutfak eşyalarına bayılıyorum.Sofra hazırlamayı süslemeyi ayrıca seviyorum. Neyse çok geçmeden cevizli keki nasıl yaptım anlatayım...
Cevizli Kek:
Malzemeler:
3 yumurta
1 su bardağından biraz fazla şeker
1 su bardağından 2 parmak az süt
1 su bardağından 2 parmak az sıvı yağ
1 pkt kabartma tozu
1 pkt vanilya
1 çay bardağı ceviz
1 çay bardağı hindistan cevizi
1 çay kaşığı tarçın
Aldığı kadar un
Yapılışı:
Yumurta ve şekeri yoğunlaşıncaya kadar iyice çırpıyoruz. Daha sonra süt sıvıyağ ceviz tarçın ve hinsitan cevizini katıyoruz. Un ile birlikte kabartma tozu ve vanilyayı da atıyoruz. Kurabiye hamuru gibi un katmıyoruz. Daha akışkan bi hamur kıvamı olacak şekilde yapan ustaya bırakıyoruz. Kek kalıbımızı da margarin ile güzelce yağladıktan sonra 170 derecelik fırında kızarana kadar pişiriyoruz.


Peynirli Poğaça

Annem kadar olamasam da daha...
Yumuşacık poğaçaları annemle beraber yapardık..Hamurunu o hazırlardı ben şekil verir ve sonraki işlemlerini yapardım ... Zaman gelip geçti...Evlenince evde anneni bulamıyorsun. İş başa düşüyor haliyle... En güzelini yapana kadar da hırslıyımdır. Çıraklık dönemi eserlerimi sizlere teker teker sunacağım. Nasıl bir şey ortaya çıkacak merak ediyorum bende :)
Poğaça Hamuru için...
1paket yaş maya
1 bardak ılık süt
1 bardak ılık su
1 adet yumurta
2 tatlı kaşığı tuz
4 tatlı kaşığı şeker
7 su bardağı un
 İç malzemeleri:
Peynir ve maydanoz
Üzeri için bir yumurta sarısı
Çörek Otu
Yapılışı:
Yaş mayayı ılık süt ve su ile bi güzel eritelim. süt ve su çok sıcak olmayacak yoksa istediğimiz gibi hamur kabarmaz. Daha sonra yumurta şeker tuz katıp homojen bi karışım elde edeceğiz. Aslında annem yoğurtta katarmış içine ama un miktarını da aynı oranda artırmanız lazım. En son unu katıp elimizle hamur kendini toparlayana kadar yoğuracağız. Hamur kabımızın ağzını bi kapak yardımıyla kapatıp ılık durması için bi bez yardımı ile sarabiliriz. Hamur böylece daha çabuk mayalanma işlemini gerçekleştirecektir. Hamur kabardığı zaman elimizi yağlayarak cevizden biraz büyük hamur toplarının içine peynir koyarak şekil veriyoruz. Üzerine yumurta sarısı sürdüğümüz poğaçalarımızı 180 derecede üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.

20 Haziran 2012 Çarşamba

NOT:

Dün akşam yemek yedikten sonra sevgili eşim iş yerine poğaça götürmek istedi ve bende yumuşacık peynirli poğaçalar ve cevizli kek yaptım...Tarifleri ile birlikte yarın sizlerle birlikte olacak...

Yaz Geldi...


Dukan diyetiymiş... o diyet bu diyet YALAN! yok şu kilodan ertesi sabaha bu kiloya düştüm YALAN! vücudundaki su kaybından başka bir şey değil...Tamam az yiyerek verebilirsin kilonu ama istediğin kiloya inmek hemen öyle olmaz...Tecrübeli ve her daim diyette olan birisi olarak kaslarım için spor yapmaya karar verdim..Uzun süreden beri yaptığım araştırmalarım sonucunda Hepsi Burada.com'dan  ALTİS marka koşu bandını almış bulunmaktayım..Gece saat 23.56 ben normalde derin uykuya daldığım saatlerde netin başında bunlarla uğraşıyordum... 6 taksitli olarak aldım. yaklaşık 800 TL...Bakalım faydasını görebilecek miyim? Kime sorsam alma aman alma..diyorlar...Neden diye sorduğumda ise evde yer kaplıyo ve bi süre sonra yapılmıyo deniliyo...Hadi ordan poponu kaldırıp spor yapmıyorsan benim sorunum mu? Ya da bana neden engel olmaya çalışıyorsun..Herkese İNAT aldım işte ve sonuna kadar kullanıcam. O kadar...






19 Haziran 2012 Salı

Beko Ekmaker...

Malzemelerimiz
1. 500 gr Söke geleneksel ekmek unu karışımı
2. 80 gr Sinangil tam buğday unu 
3. 1 su bardağı beyaz un
4. 1.5 Cup ılık su
5. 1.5 küçük ölçek tuz
6. 1 büyük ölçek toz şeker
7. 2 küçük ölçek ınstant kuru maya
Ekmek yapmak makinesine önce sıvıları koyuyoruz. Daha sonra diğer malzemeleri ilave ediyoruz. Unun yarısını döktükten sonra mayayı döküyoruz. Mayanın üzeri kapatılacak biçimde kalan unumuzu da ilave ediyoruz. Piştikten sonra dinlenmeye bırakıyoruz. Sonra dilim dilim afiyetle yiyoruz.
Not: Altındaki karıştırma aparatını hamur tam karıştıktan sonra çıkartırsak daha sonra yani piştikten sonra onu çıkartmak için uğraşmamış oluruz.

Fotoğraflarda görmüş olduğunuz Söke unu 7 Tahıllı un karışımı... Yapılan ekmek beyaz ekmek..Kafanız karışmasın sadece diğer yaptığım un karışımın kutusunu attığım için bu fotoğrafı koydum..



















18 Haziran 2012 Pazartesi

Kurabiye kalıbı...



Mutfakta vakit geçirmeye bayılıyorum... İşten artan zamanlarımda mutlaka yeni tarif ve yeni şeyler üretmeyi seviyorum :) Ben seviyorum ancak eşim o kadar seviyor mudur bilemiyorum :) Yaptığım tüm yeni lezzetleri onun üzerinde deniyorum... Her seferinde kızsa da (ben deneme tahtası mıyım dese de) o da alıştı... Cumartesi günü kandil olmasına rağmen biz öğlen üzeri çarşıya gittik ve Çarşıdan kurabiye kalıpları aldım... Özellikle kalp olanı çok beğendim... akşamına yorgun argın olsam da kalktım kurabiye yaptım...




Kurabiye için Malzemeler:
125 gr. margarin
1 adet yumurta
1 çay bardağı sıvı yağ
3 yemek kaşığı nişasta
3 yemek kaşığı pudra şekeri
1 çay bardağından az yoğurt
1 çay kaşığı kabartma tozu
alabildiği kadar un
Saydığımız malzemeleri bir kapta güzelce karıştırıyoruz ve unu yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurmaya devam ediyoruz. Oklava ile bir cm. kalınlığında açtığımız hamurumuza kalıplarımızı basıyoruz. 180 derecelik fırında pişiriyoruz. Hemen piştiğinden üzeri beyaz kalmasına dikkat ediyoruz. Daha sonra üzerine pudra şekeri ile süslüyoruz.
Kurabiyemizi çayla beraber bi güzel yedikten sonra meyve tabağı yaptım sevgili eşime...
Aslında dondurma da var ama o çok belli olmamış carte d'or kesme dondurma var tabağın kenarında.. İnce dilim olduğu için sanırım..Sakın pintilik ettiğimi sanmayın sadece eşimin boğazları ağrıdığı için ince dilim kestim :)

Güzel Yalı-Mudanya - Tirilye

Not.: Biraz beklettim.. farkındayım ama ancak vakit bulabildim :) 













Hafta sonu yolculuğumuzu Mudanyada geçirme kararı aldık...Aniden gelişti tabi ki... Diğer gezilerimizde olduğu gibi..Aslında aklına eseni değil ama ertelenmiş planları aniden uygulama desek daha doğru olacaktır. Ne garip yer Güzel Yalı- Mudanya ve Tirilye... O kadar sakin yerleşim yeri. Bizim Güzelyalıya varmamız öğlen saatlerini bulmuştu. Kendi aracımızla gittiğimiz için zaten geze geze gittik. Yol kenarlarındaki tesislerde kahvaltımızı da yaptık... İçinden geçtiğimiz şehirleride panoramik tur olarak geçtik..Eğlenceli ve bir o kadar da değişikti...Çok bir şey beklemeyin..Eğlenmek için ya da daha hızlı bir şehir görmek için yanlış bi seçim olur. Emeklilerin bulunduğu doğayla iç içe gün geçirmek için ideal... Yeni bina görmenizde neredeyse imkansız buranın doğal güzelliği bozulmasın diye sit alanı yapılmış çoğu yer... Yani yeni binalar bile 10 seneliktir. Güzel yalıya geldiğimiz zaman ilk dikkatimi çeken sahilin tam karşısında denize sıfır olan bir site vardı. İçinde yok yok ...Akıllı evlerdenmiş...Hani perdesi kendi açılıyor kendi kapanıyor. Senin adına alışveriş yapan birisi ve evinde yardımcı insanlar varmış. Evler 1+1 şeklinde olmasına rağmen 130 metre kare... Normalde 1+1 dediğimiz zaman brüt 50 metrekare akla gelir :) en azından bizim buralarda böyle..Alışmamışız  öyle 1+1lere... Allah bilir 3+1ler kaç metre kare... Evlerin fiyatı 500.000TL kirası aylık 1.500TL garantiliymiş...Yani evi aldınız diyelim kiracı olmaması gibi bi durum yokmuş...Elit kesimin kaldığı bu yer çoğu insanın bütçesini aşar...Kapının önündeki arabalardan anlarsınız zaten Porsche markalı arabalardan...
Sabah 7 de başlayan yolculuğumuz İnegöle gelince Özdilek AVM'de kahvaltı ile resmi olarak başladı.. Hesap  60 liradan fazla gelince içimize otursa da bi kahvaltı için çok fazlaydı ama hiç bir şey yolculuğumuz sırasında moralimizi bozmaya değmezdi...Çünkü para tekrar kazanılır... Ben biraz arabanın arkasında uyusam da gözlerimi Kestel yoluna geldiğimizde açtım... Ara ara gene kalktım bi baktım nerdeyiz diye ama geneli uyudum... Yeniceye geldiğimizde köprünün bi tanesine yazı asmışlar..."Bizim neyimiz eksik..Yenice İlçe olmak istiyor.."diye..Gidene kadar sloganım buydu..Benim neyim eksik?
Yol yapım çalışmaları nedeniyle tek şerit ve dar yollardan geçmek zorunda kaldık..Gidecek olursanız dikkatli olmanız da fayda var. Yol kenarları zeytin bahçeleri ile dolu... Ne güzel bi manzara... Bizim buralarda olmadığı için enteresan geliyor...Güzelyalıda fazla kalmadık..Asıl gideceğimiz yere Mudanyaya doğru yola çıktık. Fazla uzak bi mesafe yok aralarında... Çok acıkmıştık.Meşhur Ulaş Usta diye bi yerde pide yedik..Tabi salata önden geldiği için onun fotoğrafını çektim ama yediğimiz pidenin fotoğrafını açlığıma verin gitsin :) Cantık çok meşhur..Börekçilerin haddi hesabı yok... Kahvehanelerde çok tabi ki...Emekliler gölgenin altında çay içip gazete okuyorlar. Bi de gelen geçeni izliyorlar tabi... Mudanya merkezde Barış güvercinini göreceksiniz. Tam sağ tarafında da Mütareke evini göreceksiniz. Evin içinde fotoğraf çekmeyi yasaklamışlar ancak giriş ücretsiz... sadece diğer ülkelerle yapılan mütarekenin bir nevi hikayesi anlatılmış.. O eve gelen binlerce ziyaretçi var... Önceden uyarayım...Tatil yöresi olduğu için otel ya da butik otel seçeneğiniz var ancak hepsi dolu...rezervasyon yaptırmadan gitmeyin yoksa günübirlik gezmek çok yorucu olabilir. Butik otelde kaldık biz... Oda kahvaltı var...fiyatı da gayet uygundu. Hava kararmaya başladığı zaman otele giriş yaptık. Eşyaları bıraktıktan sonra gece biraz hareketlense de aradığımı bulamadım doğrusu... Normalde sahilin kenarına pazarlar kurulur.. Hediyelik eşyalar alınır oralardan...Bi yerden magnet aldık artık yapacak bir şey yok.. Sabah gene erken kalktık..Sınırsız kahvaltı eşliğinde  (Ki sınırsız kahvaltı kişiden kişiye değişiyormuş o gün onu da anladık ) kahvaltımızı yaptık. Sonra 20 dk içinde Tirilyeye vardık..
Diğer adı Zeytin bağı...Dedikleri kadar var..Milyonlarca zeytin ağacının içinden geçiyorsunuz.. Dağın tepesine vardığımız zaman Tirilye ayaklarımızın altında...Deniz Güneş ve Martı... Kokuyu içime hapsetmek istedim... Daracık yollardan geçtik ve Sonunda Tirilye çarşısındayız... Kiliseden camiye dönmüş pek çok tarihi eserler var... Zeytinin her şeyini yapıp satıyorlar...Şunu da belirteyim ilk gördüğünüz yerden zeytin ve zeytin yağı almayın...Kilosu 10 TL zeytinyağının...Değişiyor tabi fiyatları..Ambalaj güzelleştikçe fiyat artıyor...Ambalaj önemli değil bize içindeki önemli derseniz o zaman 8 TL :) Tirilyede zaman daha bi başka geçiyor..İnsan burda zamanı nasıl geçirir diyede düşünmeden edemiyor. Biz şehirden geldiğimiz için internetsiz yaşayamayız gibi gelse de onlar kendilerine uğraş alanlarını bulmuşlar bile...Zeytinin her çeşidini yapıp daha sonra turistlere bu ürünleri satmaktan onlarda zaman nasıl geçtiğini anlamıyorlardır. Enginar ve ev yapımı ürünleri de satılıyor :) Dalından yeni dünya ya da malta eriği yedim..Dut ağacından dut yedim. Pazardan ya da marketlerden aldığımız için asıl tadını unutmuşuz...
Gezdiğimiz yerlerin kare kare fotoğrafını çektim fakat yükleyemediğim biraz daha fotoğraf var ve biraz Taş Mektep ve Fatih camisinden ve Osmanlı Hamamından alıntı yaparak bahsetmek istiyorum.
Taş Mektep
Taş mektep 1909 yılında yapılmış bir binadır. Kıbrıs Eski Cumahurbaşkanı Başpiskopos MAkarios'un bu okulda eğitim aldığı ifade edilir.Döneminin batı mimarisini yansıtan Neo-Klasik tarzda bir yapıdır.
İskele caddesinin batısındaki tepede bulunan yapının üzerindeki bir taş oymadaki yazıda" M.MYPIDHS APTXITEKTWN 1909" ifadesinden mimari ve yapım yılı anlaşılabilir. Daha sonraları 1924 yılında şehit öksüz ve yetim çocukların okudukları Dar-ül eytam olarak Kazım Karabekir Paşa tarafından açılmıştır.
Fatih Cami
Camiye 4 adet başlıkları madenden yapılmış motiflerle süslü sütunların taşıdığı ahşap beşik bir çatı ile kapalı bir ravaktan girilir. Kilise olarak yapılan binadan mevcut mihrabın üzeri yarım kubbe ile örtülüdür. Çift kademeli kasnağa oturan konik kubbe hakim elemandır. Eski ismi Aya Tadori olan ve kapısında hicri 968 miladi 1560 yazılı olan kilise sonradan Fatih cami olarak değiştirilmiş ve kullanılmaya başlanmıştır.

Osmanlı Hamamı
Hamamın içine girmek mümkün değil..Zaten o bölgede yaşayanlar tarafından kapısına sağına soluna eşya konmuş durumda...
Hamam doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, peş peşe beş ayrı mekandan meydana gelmiştir. Hamamın girişi doğu duvarındadır. Soyunmalık ve onu izleyen mekan ayna tonozla örtülüdür. Buradan küçük bölümlere ve sıcaklığa geçilmektedir. Sıcaklık bölümü doğu-batı yönündeki bir sivri kemerle iki bölüme ayrılmış, üzerleri de kubbelerle örtülmüştür. Sıcaklığın çevresi Bursa üslubunda nişlerle çevrilmiş, bunların altına birer kurna yerleştirilmiştir. Ayrıca hamamın içerisine küçük dikdörtgen bir havuz yerleştirilmiştir.

İnsanın kendi gezmesi gibi değişik bir duygu yok...Gezin görün öğrenin...
Burayı gezmeden gelmeyin...
Tarihi Çamlı Kahve:
Taş mektebin yanından yukarı çıkıldığında Tirilyenin balkonu olarak tabir edilen ÇAmlı kahveye varacaksınız. Onca yolu Tirilyeyi görmek için gelip buraya uğramadan gitmek olmaz... Denizin en güzel olduğu yerdesiniz. Kahvaltısı hele muhteşem.. Salçalar ballar tereyağlar ooohhhhh....