27 Aralık 2012 Perşembe

2013 HOŞGELDİN...


2012'de iyi ya da kötü yaşanmış olan şeyleri geride bırakacağımız 2013'te daha güzel şeyler yaşayacağımız bir yıl olması dileğiyle MUTLU hatta MUSMUTLU YILLAR diliyorum :)
Tüm güzellikler sizlerle olsun :)

24 Aralık 2012 Pazartesi

Yeni Yıla Girerken...

Çalışmaya başlamadan önce bu takvimler çok anlamsız gelirdi... Tamam okula giderdik tatil olduğunda çok ta  işime yarardı ama memur bir ailenin çocuğu iseniz bu durum öyle göründüğü gibi olmazdı... Bizim evde her şey sıkı yönetimle idare edilirdi. Tatil zamanı evden dışarı çıkılmazdı. Hele gezmeyi seven bi genç için hayat dışarda mantığıyla tatil günleri işime gelmezdi.. Neyse ki bende büyüdüm çalışma hayatına atıldım. Bu takvimleri takip etmek artık farz oldu :)


Ramazan Bayramı'nın arife günü Çarşamba, Kurban Bayramı'nın arife günü ise Pazartesi'ne geliyor.
İşte 2013'teki tatiller ve bayram tatili süreleri:

YILBAŞI 1 GÜN 1 Ocak Salı
ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI 1 GÜN 23 Nisan Salı
EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜ 1 GÜN 1 Mayıs Çarşamba
ATATÜRK'Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMI 1 GÜN 19 Mayıs Pazar
RAMAZAN BAYRAMI ARİFESİ 1/2 GÜN 7 Ağustos Çarşamba
RAMAZAN BAYRAMI 1. GÜN 8 Ağustos Perşembe
RAMAZAN BAYRAMI 2. GÜN 9 Ağustos Cuma
RAMAZAN BAYRAMI 3. GÜN 10 Ağustos Cumartesi
ZAFER BAYRAMI 1 GÜN 30 Ağustos Cuma
KURBAN BAYRAMI ARİFESİ 1/2 GÜN 14 Ekim Pazartesi
KURBAN BAYRAMI 1. GÜN 15 Ekim Salı
KURBAN BAYRAMI 2. GÜN 16 Ekim Çarşamba
KURBAN BAYRAMI 3. GÜN 17 Ekim Perşembe
KURBAN BAYRAMI 4. GÜN 18 Ekim Cuma
CUMHURİYET BAYRAMI 1.5 GÜN 28 - 29 Ekim Pazartesi - Sal
ı

21 Aralık 2012 Cuma

Mayaların Mayası...

Günlerden 21 Aralık 2012...
Herkes mayaların mayasının tutup tutmayacağı konusunda saatleri geri sayıyor.13.12 de bitecekmiş pehhh... Hayat devam edecek meraklanmayın...Allahtan başka kim bilebilir ki kıyameti? Şirince köyüne gidip yerleşenler köy hayatını görmüş olacaklar... Bu soğuk havada köy hayatı da pek çekilmez... Alışkın değilseniz her şeyi rahatsız eder... Ama neydi kıyamet koparsa orası kurtulacakmış... bak sen... Len tüm dünya ölse hayatta sadece bi avuç insan kalsa ne yapıcaklar merak ediyorum doğrusu... Sonra onlarda ölmek isterler diye düşünüyorum :D 
Yılmaz ÖZDİL'in yazısını okudum size de tavsiye ederim. Başbakanımız "mayamız tertemiz" dedikten sonra ölsem de gam yemem artık... Neyse ki Nasadan yapılan açıklamada içimize su serpmedi değil...
Bugünü de atlatırsak nette dolanan 12.12.12 den sonra 21.12.12'yi de atlatırız...Google amca bile unutmamış kıyamam  yaaa... Akşam haberlerinin büyük bi dilimini 21 aralık mayalar başlığı altında geçecek. Oysa aralık ayının son haftasına doğru yaklaşırken yurtta başka meselemiz kalmamış gibi havaların gidişatını da mayalara bağlamayı çok güzel becerdik... Çevrenize bir bakın Allah aşkınıza... Karda kışta evsiz çok kimse var... Hayvanlar aç...
Yollarda çok buz... Artistik patinaj yapıp işe geldim... Tecrübeli patenciler bile halt etmiş yanımda... Bu gelişin tabi gidişi de olacak...
Hadi bakalım öğlen yemekten sonra kopmaya gidiyoruz ... Kopp kopp 300-500 300-500...

6 Kasım 2012 Salı

"ARGAN" yağı...

Sonbaharın gelmesi ile mevsim geçişlerinde benim her zaman dert yandığım bir durum var... Saç dökülmesi problemi... Her zaman olmuyor ama özellikle sonbaharda iyice sinirlerimi geriyor. Bakım yapmasına   yapıyorum ama doğal olan şeylerle yapmadığım için midir bilmem pek faydasını görmedim. Saçıma göre şampuan, saç kremi, maske kullanmama rağmen sonuçta değişen bir şey yok. Neyse iş yerimdeki arkadaşlarımdan duyduğum kadarıyla bakım için zeytinyağı yumurta ile bir kaç değişik yağları da ekleyip saçıma en az 3 saat uygulamam... Ya benim o kadar bekleyecek zamanım yok... dayanamam yani hemen yıkamak isterim. Sonra başka yolları da vardır diye düşündüm. Aklıma "Argan" yağı geldi. Eczanelerde ya da aktarcılarda özellikle satılıyor. Sadece saça değil bunun tüm vücuda etkisi çok anlaşılan... Peki sizinde rahatlıkla uygulamanız için nasıl yapılacağını bilmeniz gerekir. Saçınıza kafa deriniz ıslanacağı kadar Argan yağı uygulayın. Derinize yavaş hareketlerle masaj yapın. Saçınızı ılık bir havluyla örtün ve 30 dk boyunca bekleyin. Daha sonra saçınızı yıkayın. Böylelikle kırılan saçlarınız güçlenmiş mat görünüm yerine ışıldayan saçlarınız olacak... Ben saçlarımın değişiminden çok umutluyum...Umarım sizinde böyle saç probleminiz varsa bunu deneyin...
Bu arada çok değerli bir yağ neredeyse zeytinyağı ile eşdeğer...Kıymetini bilin :)

1 Kasım 2012 Perşembe

Sarı Sonbahar!

Yine aylardan KASIM!
Sonbaharın eşsiz renkleriyle bizi mutlu eden bir aydayız... Kimine hüzün kimine mutluluk verir... Sarı sonbahar...
Kasımda AŞK başkadır...
Öyle tabi...
Eşimi 25 Kasım 2009 da tanıdım...
ve 20 Kasım 2010 tarihinde nişanımız oldu...Evliliğimiz temmuz ayında olsa da Kasımda başladı bizim hikayemiz...

Bu şarkıyı da dinleyin... Kasımda AŞK başka!

30 Ekim 2012 Salı

Gangnam Style!!!

Bu şarkıyı duyduğum zaman yerimde duramıyorum...Aradığım şarkı işte bu diyorum hobbaaaaa...oturmaya mı geldik hadi oynayalım...

25 Ekim 2012 Perşembe

Bayram Geldi!!!

Bayramları seviyorum!
Herkesin kurban bayramını en içten dileklerimle kutlarım :)





23 Ekim 2012 Salı

yeni AŞK!


Hayatımız TV...


Yetenek sizsiniz yarışmasında bizi güldüren bir isim çıktı ortaya..Atalay DEMİRCİ...Ben seyrederken çok eğlendim...Adamın bu işi amatörce yapmadığı belli..Sahnede duruşundan tutunda kendi özgüveni ve hazır cevaplılığı belli ediyor her şeyi... Sonra bi kimdir ne değildir diye baktığımda adamın zaten kendine ait internet sayfası varmış...Hazır programa çıkmışken kendi reklamını da yaptı bi güzel...Aferin ona... İzleyin sizde :)

17 Ekim 2012 Çarşamba

Taş Boyamak Marifet ister!

Arkadaş duyduk duymadık vay efendim görmedim yapamadım edemedim demeyin... Bunlar bildiğiniz taş... Yeteneğim var deme taş boyamadıysan eğer...
Şaka şaka :) Baştan belirteyim fotoğraf tamamen alıntıdır. Bu sene tatildeyken epey taş topladım ama masum masum duruyorlar vakit bulup bi halledemedim onları:) İlham kaynağımı buldum sanırım :D
Bunlar dekupaj yöntemiyle boyanmış taşlar... Önce güzel peçeteler alınır daha sonra katlarını ayırarak dekupaj yapıştırıcısı mı oluyo artık tam bilmiyorum ama onunla yapıştırıp ardına vernikle üzerinden geçiliyor. Güzel olmuş daha ne olsun :D Yapanların ve bana ilham kaynağı olanların ellerine kollarına sağlık :D

2 Ekim 2012 Salı

Yeni Sezon'da!

Sonbahar yerini yavaş yavaş kışa doğru bırakırken diziler kendini göstermeye başladı.
 
Fanatiği olduğum dizilerin başında Leyla ile Mecnun geliyo..
Zeynep Çam varken iyiydi de Melis Birkan girdi işin içine abi kız rol yapamıyor. Zeynep daha doğaldı. Diziyi izlerken daha çok gülüyordum şimdi de gülüyorum ama eskisi kadar değil...Mecnunu sorarsan gene aynı mecnun..Hoooop ismail abi ve Çay Erdal bakkalda içilir sloganlarıyla bu sezonda benim gönlümde yer etti :)
Çarşamba günlerinin vazgeçilmezi...Muhteşem Yüzyıl...Bi ara Kuzey güneyede sarmaya başlamıştım ki Kıvanç o kadar zayıflamış ki görüntüsü  yakışıklılığını kaybettirmiş. Ben biraz etine dolgun seviyorum galiba :P Neyse Muhteşem Yüzyılda da Avrupa özentisi var ama geneline bakılırsa iyi... Şehzade Mustafanın robin hood kıyafetiyle ceylan avlaması, Cansu Derenin diziye dahil olması, Hürremin intikam oyunları, İbrahim Paşanın merakla beklenen ölümü, Kanuninin seferden sefere koşması gerektiği halde akşamları halvetten çıkamaması... bir çok şey daha var hangisini saysam... Yanlışım varsa düzeltin...
 
 
 
 
 
 
 
Onun haricinde izlediğim dizi falan yok... Dıgıtürk olduğu için HD yayın alıyorduk ama bizde her sene yaşadığımız problemi bu senede yaşadık...Faturadan tabi ki... Kampanyamız bitmiş ama bilgilendirme ya da yeni kampanya hakkında hiç bilgi verilmeden güncel faturadan izlemişiz. Neyse eşim defalarca dıgıtürkle konuştu ona rağmen Müşteri hizmetlerindeki arkadaşların bir dediği bir dediğine tutmuyor. Her vatandaşa ayrı muamele uygulanıyor. Bize mesela fatura 3 ay yok sinema kanalları açık... ayrıca plus'a geçtik. Mutfağa mı gidiceksin durdur kanalı geldiğinde izle... Kaydetme özelliği de var bnm için harika oldu ama dediğim gibi farklı muamele var her vatandaşa... sesimizi çıkarmasaydık iyiydi ama çıkarttık yapacak bişi yok...Sürüye uyarsan senden iyisi yok ama uymadın mı işte böyle :)

İşte geldim burdayım...

 
 
 
Koskoca yazı yedik bitirdik... Yazmayalı baya zaman geçti ama o zaman zarfında neler oldu neler...Hepsini birer birer anlatıcam. İlk başta oda arkadaşımdan daha sonra iş yerinde yeni binaya taşınma maceralarımıza kadar...
Bu arada da ben tatile gittim. Yıllık iznim vardı onları kullandım :) Önümüz bayram neler olacak bakalım :)
Şu anda hem işler hem ben biraz karışık bir vaziyetteyim. Üstüne bi de evliyim. Ev iş derken vakit bulmakta biraz zorlanıyorum. Şikayetçi miyim Hayır... Her şey Allah'tan...

8 Ağustos 2012 Çarşamba

DEDEMİN İNSANLARI...


Geçenlerde izlediğim bir filmi de sizlerle paylaşmak istedim. Bu filme gitmeyi çok istemiştim ancak yapılan yorumlardan ve daha sonra vakit yokluğundan gidememiştim. Çok isteseydim tabi ki giderdim ama ne biliiiiim işte olmadı... Neyse İzlemenizi tavsiye ederim. Oyuncuları ve anlatımları gerçekten çok çok güzel... Yönetmen Çağan IRMAK olunca iş değişiyor her zaman. Adam ne yaparsa mükemmel.. Daha fazla söze gerek yok izleyin buna değer...

Yaptıklarım


 Bayat ekmekleri nasıl değerlendiririm diye düşünürken birden aklıma geliverdi. Ramazan ayında ekmeklerin bir çoğu israf oluyo bende bu israfın olmasını istemiyorum.Sonuçta ekmeği bulamayan bir çok insan var. Bayat ekmekleri kare kare kestikten sonra fırında birazcık kıtırlaştırdım. Haşlamış olduğum tavuk etlerini de didikledikten sonra tavuğun suyu ile ekmekleri ıslattım. Sarımsaklı yoğurt hazırladım onu üzerine döktüm. Bu arada didiklediğim tavukları birazcık tereyağı ve kekik ile yağda çevirdim :) Üzerine hazırlamış olduğum salçalı sosu da döktüm. Afiyetle yedik :)

Mozaik Pasta ;)
Bisküvi ve çikolata sosunun dayanılmaz buluşması...İçine fındık ve hindistan cevizi attım buzlukta bir süre bekledikten sonra dışarıda satılanlardan hiç bir farkı kalmadı. 


Dün akşam Eşimin arkadaşına iftara davetliydik. Elinden geldiğince uğraşmış bende fotoğrafını yüklemek istedim. Menüde yayla çorba, pilav, fırında tavuklu patates,pirinçli sarma, börek ve hoşaf vardı. Güzeldi her şey ellerine sağlık:)

3 Ağustos 2012 Cuma

Akıllıca...

Hiç aklıma gelmez böyle pratik çözümler... Sen ayran şişesinden fırça yap...Pehh... Çok beğendim sizde yaparsınız diye paylaşmak istedim.

Ne kadar romantik değil mi? Eylülde tatile gideceğiz.Antalya'ya... Kumsalda kesin yaparım :)

Önerilerim...

Sabahların vazgeçilmezi 2 :) Ben bitiyorum kahvaltı tabaklarına... Mümkün oldukça evde uygulamaya çalışıyorum... Hepsi birer sanat eseri olmuş...İnsan yemeye nasıl kıyar?

Nette gene gezinirken şu yaz aylarında içeceklerin içinde daha güzel görünsün diye bende denedim...Özellikle nane yaprağı ve limon hem suyun servisini hemde tadını güzelleştiriyor.
Tavsiye ederim mutlaka deneyin...

Karşınızda Piyaz...


Ne zamandır yapmayı planladığım hatta aaa olsa da yesek dediğim ve genelde köftenin yanına en güzel yakışan salatayı yaptım.. veee karşınızda Piyaz :)
Fasülye, soğan, kırmızı biber, limon ve maydanozun eşsiz buluşması...


Bu çorbayı da bilir misiniz bilmem...Annem sıklıkla yapardı bu çorbayı... Normal yeşil mercimek çorbasını pişirir gibi yapardı ama içine erişte ve nane katardı...
Pişerken ki o nane kokusu yok mu beni benden alır...Bazı yörelere göre bu çorbayı yoğurt ile buluşturanlar varmış. Ben öyle de denedim. Tadı güzel ancak görüntüyü pek tutmadım. 
Denemenizde fayda var. Yarın mozaik pastanın fotoğrafını yükleyeceğim. Bekleyin ve görün :)

23 Temmuz 2012 Pazartesi

Fırında Tavuk...



Ramazan Ayı geldi...Hoş geldiii!!!
En zor olanı da menü belirlemek. Acaba onlar bu yemeği yerler mi yemezler mi diye düşünmek... 
Ramazan gelmeden balkonda sefa yaptık :) Fırında tavuk ve pilav.... Tavuğu fırın poşetinde bana özel soslarla lezzetlendirdim. Garnitürlü yaptım. Ellerime sağlık :)

KUNTA KİNTE...





Epeydir yazamamış olduğumun farkındayım. Madagaskar 3 animasyon filmine bayıldım. Vizyondan kalktı büyük ihtimalle ama DVD ya da internetten izlemenizi tavsiye ederim.
Size şimdi dondurma eşliğinde sunulan kakaolu ıslak kek annemin deyimiyle KUNTA KİNTE :) tarifini vermek istiyorum. Hem basit hem pratik.
Malzemeler:
3 yumurta
1 su bardağı şeker
1 bardak sıvı yağ
2 bardak süt
1 pkt kakao
1 pkt kabartma tozu
1 pkt vanilya
hindistan cevizi
tarçın
alabildiğine un

Burada dikkat edilmesi gereken şu...Normal kek tarifinin aynısı ama un ve kabartma tozu hariç diğer tüm malzemeleri karıştırıyoruz. Karıştırılan sıvıdan bi su bardağı ayırıyoruz. Daha sonra unu katıyoruz ve fırına veriyoruz. piştikten sonra hemen ayırdığımız sıvıyı dökmüyoruz. Hamur olmaması için kekin soğumasını bekliyoruz. İsterseniz üzerine krem şanti ile de güzel bir lezzet yakalayabilirsiniz. Ben dondurma ile servis yapmayı tercih ettim. Gene de tercih sizin...

12 Temmuz 2012 Perşembe

madagaskar 3


Madagaskar 3 sinemalarda!!!... Bu akşam bu film izlenir :)

Cumaya bir kala...


Öğle yemeğinde bu yaz gününde nohut yemeğini neden yaparlar acaba çok merak ediyorum. Kışın bile doğru düzgün yememişken... Çok şükür tabi bulamayanlarda var bu nimetleri... Ben biraz burun kıvırıp evde dün peynirli dere otlu poğaça yaptım... Instant maya kullandım. Arkadaş kabarmaz yumuşak olmaz dedim ama gene de kabardı :) Yaptım ve oldu...
Normal hamurdan farkı yok zaten... Aynı mantık... Şeker miktarını biraz artırdım o kadar. Öğle yemeği ziyafeti sona ermiş bulundu böylelikle...
Bu arada her gün 20 dk düzenli spor yapıyorum. Twisterimı yapıyorum. Göbekte sıkılaşma oldu. Dukan diyetine başlasam mı diye de düşünürken haftaya ramazan o yüzden oruç olacak doğal olarak... Az yemeye özen gösteriyorum.
Yulaf kepeğini tavsiye ediyorlar ama onu da bol su tüketmek lazımmış. Ramazanda oruçlu oruçlu çok su tüketiriz ya :/ O yüzden biraz daha bekleme kararı aldım... Bu aralar bir de çok uyku bastırmaya başladı..
Kpss sorularını Ösym açıkladı sonunda... Neyse iyi netler var. Umarım tam puan alanlar çok olmaz...Yoksa ortalama düşer böylelikle benim puanda düşer :( Tam puan alanların çok olmaması umuduyla diyeyim.
Yüksek lisans yapmayı düşünüyorum. Ales'e de girmiştim ben.. Ahmed Yesevi Üniversitesinin uzaktan yükseklisans programı var. Başvuruları başlamış ama yapabilir miyim diye kendimi sorgulamakla meşgulüm..
Lütfen rahatsız etmeyin...

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Cumartesi- Pazar



Cumartesi günü yapılan KPSS'ye bende katılmış bulunmaktayım. Benim tuzum kuru olduğundan heyecan yoktu tabiki :) Ama ilk girişte güneş gözlüğümü, saatimi, tel tokamı hiç birşeyi almadılar. Polisle tartışsam vakit kaybı... Alamayız diyorlar başka bir şey demiyorlar ki su şişesinin üzerindeki ambalajı bile koparttırdılar. Alt tarafı su şişesi ambalajı ya... Kamera yerleştirecek halim yok ya... Neyse sorular çok kolaydı ama sınav sonrası eve gittiğimizde internette soruların yayınlandığını gördük. Beyaz kalem yayınları yayınlamış çoktan sınav sorularını... Sonra ÖSYM kalkıp yalanladı tabi :/ Beyaz kalem yayınları da açıklama yapmış yok sınav sonrası sınav sorularını hatırlayan arkadaşlardan aldık diye uydurmasyon bir nedenle üstü örtüldü...

Twitter'da da dalga geçilmiş. Yukarıdaki arkadaşlar sınavdan sonra soruların cevaplarını noktasına ve virgülüne kadar ezberleyen grup diye :) Allahım yarabbim ya...
Bir sınav maceramız daha son bulmuş oldu...
Cumartesi akşamı Buz Devri-4 için sinemaya gittik :) Çok Çok komikti... İyi ki gitmişiz ve izlemişiz :)
Bu arada Turkcell hattınız varsa bir bilet alana bir bilet bedava kampanyası başlamış çok güzel olmuş :)
Pazar günü evde tüm gün temizlik yaptık :) Sonra akşam 8de evden çıktık ve Twenty six adlı mekana gittik... Canlı müzik dinledik. Benim boğazlarım ağrıdığı için alkollü bir şey alamadım ama eşim 3 tane vodka enerji bitirdi..Kafa güzelleşti haliyle :)



6 Temmuz 2012 Cuma

Patlıcanın kıyma ile buluşması...


Akşam menüsü :)
Tel şehriyeli pilav ve karnıyarık...
Yaz günlerinde yağlı yemekler tercih edilmese de ben patlıcanı çok sevdiğimden az yağlı karnıyarık yaptım... Ellerime sağlık çok ta güzel oldu hani...
Tel Şehriyeli Pilav için;
1 yemek kaşığı tereyağ
Yarım çay bardağı şehriye
1,5 su bardağı pirinç
2 bardak su
Karnıyarık için;
(6 adet Küçük patlıcan için)
2 orta boy soğan
2 adet sivri biber
1 adet domates
yarım çay bardağı sıvı yağ
250 gr kıyma
karabiber, kırmızı biber
tuz
Ben patlıcanları kızartarak yaptım. Tencerede pişirdim. Normalde hafif olsun diye fırında patlıcanları közlerler. İçine kıymayı koyduktan sonra tekrar pişmesi için fırına verirler. Ben normal usül :) Daha tatlı oldu hem :) Gerçi eşim için ha musakka ha karnıyarık hiç fark etmiyor tabi o da ayrı bir mesele...

5 Temmuz 2012 Perşembe

Sabahların vazgeçilmezi...



Değişik şekillerde kahvaltı tabakları... Sabahları sofranız şenlensin...

Buz Devri 4



Buz Devri macerası başlıyooooor... Yarın Özdilek cinetime sinemalarında 20.15 seansında... İyi seyirler..

3 Temmuz 2012 Salı

NOT:

Dün evlilik yıl dönümümüzdü. Hayatımın en kötü geçen günü...Bir daha kutlanmamak üzere sayfa kapatıldı. Bu pazar doğumgünüm var. Onu da kutlamak yasak bizim evde... NOKTA!

28 Haziran 2012 Perşembe

NOT:



Dün eşimle birlikte doktora gittik. Göğüs filminde bir şey çıkmadı. Hatta tertemizdi :) Maşallah... Faranjit olduğu için ılık şeyler içmemi tavsiye etti. Adaçayı iyi geliyormuş faranjite. Neyse ilaç yazdı bi kaç tane.Sinecod, benical ve arveles... Dün içtim bi tane.. Benical'i artık eczaneden istediğin zaman gidip alamıyormuşsun. Çünkü içinde bulunan etken madde seni uyuşturuyor ve uyutuyo o yüzden... Sabah içmicem o yüzden ben.. Yoksa masamın başında uyur kalırım. Nescafe yaptım kendime birazdan onu içicem :)
Dün akşam balkona masa ve tabure aldık.. Onların fotolarını da çekip koyucam...
Bugünün akşam menüsü etli yaprak sarması :) Hiç üşenmeden teeekk tek sardım...onu da akşam fotosunu çekip koyarım bi güzel..Dün starda başlayan İbreti ailem diye bi dizi izledim.. Fena değildi eğlenceliydi ama eşim saçma buldu... İzlerken sonra içtiği haplardan ötürü uyuyakaldı..Ben gene izledim:)
Şimdilik bu kadar bi tane hapım var onu içeyim kurtulayım :)

27 Haziran 2012 Çarşamba

Nane, limon kabuğu, bir tutam zencefil ...



Havalardan mıdır nedir bilmem... Soğuk algınlığı ile mücadele ediyoruz. Üşüttük büyük ihtimal..Kapı pencere açık yatıyoruz. Eşimde dün soğuk algınlığı vardı. Benim bitmek bilmeyen faranjitim. Hastaneye gidicem bakalım bugün.. E yeter gari... Faranjit öksürüğe çevirecek gibi duruyo.. Göğüs hastalıkları ve KBB'ye gidicem. Bi problem çıkmazsa tabi...İş yerinden izin aldım. Saat 14.30 gibi çıkarım burdan. 15.20'de randevu  aldık. Dün hal böyle olunca soğuk algınlığına iyi gelen nane limon yaptım... Mide bulantısı da olduğu için bebek gibi bakım yaptık anlayacağın... Yemek yedikten sonra kalktım naneyi suyla hafif kaynattım dinlenmeye aldım. Biraz ılıyınca içine bal, zencefil, limondan biraz kattım... Ekşili ekşili biraz yatıştırdı midesini... Bakalım bugün doktora gidicez... Sırf hap yutmamak için doktora gitmiyodum ama artık dayanamayacağıma karar verdim. Noktayı koydum böylece...

26 Haziran 2012 Salı

Trendyol.com ve Hugo BOSS



Bizim parfüme düşkünlüğümüz kimsede yoktur. Nerde marka parfüm var gider onlara bakarız. Sevil parfümeriden olsun ya da Douglas olsun gider Hugo BOSSlara bi göz gezdirir gelirdik. Kampanya yapmışlar ama 100 ml + 30 ml 179 TL... Çok para :) nette Hugo BOSS diye arattırdığımda ise zaten Trendyol'a üyeydim ama indirime girdiğinden haberim yoktu. Trendyol.com'da 3 gün indirime girmiş olan kampanyadan yararlandım.. Fiyatını söylemicem ama çok çok uyguna aldım... 179 TL değil belki ama indirime girdiği zaman görürsünüz. 100 Ml olarak aldım... Ben bunu normal zamanda vermek için almıştım ama temmuzun 2si yaklaşırken hani düğün yıl dönümümüz olduğu için hatırlamak ve hatırlatmak maksadıyla vermeyi düşünüyorum. Bence çok ta güzel oldu...
Bu arada trendyol.com'dan aldığım her ne varsa hepsi mükemmel geldi. İş prensiplerinden ötürü kendilerini tebrik ediyorum.

Akşam menüsü...

Akşam yemeğimizden  :) 
Herkes patates kızartmasına ve köfteye bayılır. Her çocuğun belli bir döneminde her gün yediği öğün olarak hafızalarına kazınmıştır. Annem sorardı. Ne pişireyim diye bende hiç bıkmadan patates ve köfteee diye bağırır sevinirdim :) Bende akşam yemeğine ne pişireyim diye düşünürken aklıma birden geldi eşimle birlikte yaptık :) Eşim sadece salata kısmıyla da uğraşsa da gene de beraber yaptık :) Çoban salata değil Soğan salatası yaptı... Ama onu yapmak öyle kolay değil ki... Soğanları bi güzel ince ince kıyacaksın. Tuz ile ovup acısını alacaksın. Ardına su ile tuzunu gidereceksin. Biraz beklettikten sonra sumak ile güzelce karıştıracaksın. Ardına maydanoz zeytin yağı ve limonla servis yapacaksın. Yani öyle ince ince doğramakla olmuyo sevgili eşim :) Ben patlıcan kızartmasına da bayılırım. Patlıcan olsun gerisi önemli değil desem yeridir yani o derece severim. 
Köfte için malzemeler:
1 yumurta 
Yarım ekmek içi (Galete unuda olabilir)
250 gr.kıyma (2 Kişi olduğumuz için yetiyor bize)
1 tatlı kaşığı salça
Tuz
Kimyon
Kekik
Maydanoz
Bütün malzemeleri karıştırıp güzel bir köfte hamuru oluşturuyoruz. Ceviz büyüklüğündeki yuvarlak köftemizi elimizde biraz bastırdıktan sonra kızmış olan tavamızın içinde pişiriyoruz. Servis sırasında tabağın kenarına domates dilimleri maydanoz tutamını koyuyoruz. Porsiyon olarak hazırlanan köftelerimizin yanına patates ve patlıcan kabak kızartmasından koyuyoruz. Buz gibi ayran eşliğinde afiyet olsun:)
Başka bir akşam yemeğinde görüşmek üzere...

25 Haziran 2012 Pazartesi

Yemek sepeti ile İşte lezzet...


İş yerinde öğle yemeklerine gitmek bazen zor oluyor. Saat 12 olduğu zaman da ha deyince çıkılmıyor. Ya da öğle yemeğinde (yaz gününde) kuru fasulye çıkarsa o da hiç çekilmiyor. Alternatif olarak ne yapıyoruz? Dışarıdan sipariş veriyorum. Fast food yemek güzel ama kilo aldırmasa bi de çok güzel olacak ama... Ev yemekleri falan derken yemeksepeti.com'a üye oldum. Yakınlarda sipariş verebileceğim alternatiflerim arttı şüphesiz. Şimdilik idare ediyorum :) 
Yemek sepetinin videosunu paylaşmak istedim. Eşimle 10 numara reklam dediğimiz reklam filmi ile dalga geçilmiş...






Yemek sepeti kuryelerin bilinmeyen dünyası derken istelezzet.com'da yemek siparişi sepet ile taşınmaz diyor... Hadi izleyin :)
  

İsim Şehir Bitki

Cumartesi günü atladık otobüse...Evde oturmaktan sıkılacağımıza çarşıyı şöyle bir turlayıp geri geliriz dedik. İyi de yapmışız. Mağazaları dolaştık bi süre. Sonra Bazaarlara da bi göz gezdirelim dedik. Neyse standın birinde kitap satıyorlardı. Güncel kitaplardan ne var elinizde diye sorduk. Ne ararsan var elimizde cevabını aldıktan sonra benim gözüme bi süredir aklımda olan İsim Şehir Bitki adlı kitap takıldı. Hürriyet gazetesinden de takip ediyordum. Zaten kitap gazetede yayınladığı makalelerin derlenmiş hali olarak karşımızda. Kitabın yarısına geldim çoktan...En geç yarın akşam biter. Sürekleyici ve yazım olarak burdayım diyen uslubu olduğu için bi çırpıda okunabiliyor. Almanızı tavsiye ederim. Bakın bakalım Türkiye'de ve gündemde neler olmuş...

24 Haziran 2012 Pazar

Bir sene sonra...

Zaman hızlı bir şekilde akmaya devam ediyor. Ev dersane arası mekik dokurken ev iş arası mekik dokumaya başladım. Geçen sene temmuz ayına yaklaşırken düğün telaşı ile şaşkınlık dizboyuydu. Neyse Temmuzun ilk haftası düğünümüz oldu. Tatil falan derken aldığım güzel haberle daha bi mutlu oldum. Atamam olmuştu..artık bende iş sahibi oluvermiştim. 
Koskoca bir sene geçti hayatımdan... İçinde neler var neler... Daha başka olabilir miydi diye düşünüyorum da olabilirdi hem de çok güzel olabilirdi. Belki böylesi daha hayırlıdır benim için...
Eşim sürpriz yapacak ama daha ne olacak ip ucu vermeden devam ediyor. Açıkçası bende çok fazla üsteleme yapmıyorum. Geçen sene temmuzda evlenince doğumgünü arada kaynayıverdi. 2 temmuz evlilik 7 temmuz atamam 8 temmuz doğumgünü üstüste gelince hepsini tek çatı altında birleştirdi :) Bu sefer öyle olmayacak ama :)
Benim ne sürpriz yapacağım ise onu zamanı geldiğinde detaylıca anlatıcam... 
NOT:  Ben Sevgili Eşimi çooookk seviyorum ve hep sevmeye devam edicem...

22 Haziran 2012 Cuma

Cevizli Kek...

Keklerim çok meşhurdur. Yapmayı da yemeyi de ayrı ayrı severim..Hiç ayırt etmem. Geçenlerde market alışverişi yaparken pasta kalıplarının tabanlarını yağlamak için margarin aldım ve yanında borcam olarak baton kek kalıbı verdi... O alışveriş hiç bitmesin istedim... Mutfak eşyalarına bayılıyorum.Sofra hazırlamayı süslemeyi ayrıca seviyorum. Neyse çok geçmeden cevizli keki nasıl yaptım anlatayım...
Cevizli Kek:
Malzemeler:
3 yumurta
1 su bardağından biraz fazla şeker
1 su bardağından 2 parmak az süt
1 su bardağından 2 parmak az sıvı yağ
1 pkt kabartma tozu
1 pkt vanilya
1 çay bardağı ceviz
1 çay bardağı hindistan cevizi
1 çay kaşığı tarçın
Aldığı kadar un
Yapılışı:
Yumurta ve şekeri yoğunlaşıncaya kadar iyice çırpıyoruz. Daha sonra süt sıvıyağ ceviz tarçın ve hinsitan cevizini katıyoruz. Un ile birlikte kabartma tozu ve vanilyayı da atıyoruz. Kurabiye hamuru gibi un katmıyoruz. Daha akışkan bi hamur kıvamı olacak şekilde yapan ustaya bırakıyoruz. Kek kalıbımızı da margarin ile güzelce yağladıktan sonra 170 derecelik fırında kızarana kadar pişiriyoruz.


Peynirli Poğaça

Annem kadar olamasam da daha...
Yumuşacık poğaçaları annemle beraber yapardık..Hamurunu o hazırlardı ben şekil verir ve sonraki işlemlerini yapardım ... Zaman gelip geçti...Evlenince evde anneni bulamıyorsun. İş başa düşüyor haliyle... En güzelini yapana kadar da hırslıyımdır. Çıraklık dönemi eserlerimi sizlere teker teker sunacağım. Nasıl bir şey ortaya çıkacak merak ediyorum bende :)
Poğaça Hamuru için...
1paket yaş maya
1 bardak ılık süt
1 bardak ılık su
1 adet yumurta
2 tatlı kaşığı tuz
4 tatlı kaşığı şeker
7 su bardağı un
 İç malzemeleri:
Peynir ve maydanoz
Üzeri için bir yumurta sarısı
Çörek Otu
Yapılışı:
Yaş mayayı ılık süt ve su ile bi güzel eritelim. süt ve su çok sıcak olmayacak yoksa istediğimiz gibi hamur kabarmaz. Daha sonra yumurta şeker tuz katıp homojen bi karışım elde edeceğiz. Aslında annem yoğurtta katarmış içine ama un miktarını da aynı oranda artırmanız lazım. En son unu katıp elimizle hamur kendini toparlayana kadar yoğuracağız. Hamur kabımızın ağzını bi kapak yardımıyla kapatıp ılık durması için bi bez yardımı ile sarabiliriz. Hamur böylece daha çabuk mayalanma işlemini gerçekleştirecektir. Hamur kabardığı zaman elimizi yağlayarak cevizden biraz büyük hamur toplarının içine peynir koyarak şekil veriyoruz. Üzerine yumurta sarısı sürdüğümüz poğaçalarımızı 180 derecede üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.

20 Haziran 2012 Çarşamba

NOT:

Dün akşam yemek yedikten sonra sevgili eşim iş yerine poğaça götürmek istedi ve bende yumuşacık peynirli poğaçalar ve cevizli kek yaptım...Tarifleri ile birlikte yarın sizlerle birlikte olacak...

Yaz Geldi...


Dukan diyetiymiş... o diyet bu diyet YALAN! yok şu kilodan ertesi sabaha bu kiloya düştüm YALAN! vücudundaki su kaybından başka bir şey değil...Tamam az yiyerek verebilirsin kilonu ama istediğin kiloya inmek hemen öyle olmaz...Tecrübeli ve her daim diyette olan birisi olarak kaslarım için spor yapmaya karar verdim..Uzun süreden beri yaptığım araştırmalarım sonucunda Hepsi Burada.com'dan  ALTİS marka koşu bandını almış bulunmaktayım..Gece saat 23.56 ben normalde derin uykuya daldığım saatlerde netin başında bunlarla uğraşıyordum... 6 taksitli olarak aldım. yaklaşık 800 TL...Bakalım faydasını görebilecek miyim? Kime sorsam alma aman alma..diyorlar...Neden diye sorduğumda ise evde yer kaplıyo ve bi süre sonra yapılmıyo deniliyo...Hadi ordan poponu kaldırıp spor yapmıyorsan benim sorunum mu? Ya da bana neden engel olmaya çalışıyorsun..Herkese İNAT aldım işte ve sonuna kadar kullanıcam. O kadar...






19 Haziran 2012 Salı

Beko Ekmaker...

Malzemelerimiz
1. 500 gr Söke geleneksel ekmek unu karışımı
2. 80 gr Sinangil tam buğday unu 
3. 1 su bardağı beyaz un
4. 1.5 Cup ılık su
5. 1.5 küçük ölçek tuz
6. 1 büyük ölçek toz şeker
7. 2 küçük ölçek ınstant kuru maya
Ekmek yapmak makinesine önce sıvıları koyuyoruz. Daha sonra diğer malzemeleri ilave ediyoruz. Unun yarısını döktükten sonra mayayı döküyoruz. Mayanın üzeri kapatılacak biçimde kalan unumuzu da ilave ediyoruz. Piştikten sonra dinlenmeye bırakıyoruz. Sonra dilim dilim afiyetle yiyoruz.
Not: Altındaki karıştırma aparatını hamur tam karıştıktan sonra çıkartırsak daha sonra yani piştikten sonra onu çıkartmak için uğraşmamış oluruz.

Fotoğraflarda görmüş olduğunuz Söke unu 7 Tahıllı un karışımı... Yapılan ekmek beyaz ekmek..Kafanız karışmasın sadece diğer yaptığım un karışımın kutusunu attığım için bu fotoğrafı koydum..



















18 Haziran 2012 Pazartesi

Kurabiye kalıbı...



Mutfakta vakit geçirmeye bayılıyorum... İşten artan zamanlarımda mutlaka yeni tarif ve yeni şeyler üretmeyi seviyorum :) Ben seviyorum ancak eşim o kadar seviyor mudur bilemiyorum :) Yaptığım tüm yeni lezzetleri onun üzerinde deniyorum... Her seferinde kızsa da (ben deneme tahtası mıyım dese de) o da alıştı... Cumartesi günü kandil olmasına rağmen biz öğlen üzeri çarşıya gittik ve Çarşıdan kurabiye kalıpları aldım... Özellikle kalp olanı çok beğendim... akşamına yorgun argın olsam da kalktım kurabiye yaptım...




Kurabiye için Malzemeler:
125 gr. margarin
1 adet yumurta
1 çay bardağı sıvı yağ
3 yemek kaşığı nişasta
3 yemek kaşığı pudra şekeri
1 çay bardağından az yoğurt
1 çay kaşığı kabartma tozu
alabildiği kadar un
Saydığımız malzemeleri bir kapta güzelce karıştırıyoruz ve unu yumuşak bir hamur elde edene kadar yoğurmaya devam ediyoruz. Oklava ile bir cm. kalınlığında açtığımız hamurumuza kalıplarımızı basıyoruz. 180 derecelik fırında pişiriyoruz. Hemen piştiğinden üzeri beyaz kalmasına dikkat ediyoruz. Daha sonra üzerine pudra şekeri ile süslüyoruz.
Kurabiyemizi çayla beraber bi güzel yedikten sonra meyve tabağı yaptım sevgili eşime...
Aslında dondurma da var ama o çok belli olmamış carte d'or kesme dondurma var tabağın kenarında.. İnce dilim olduğu için sanırım..Sakın pintilik ettiğimi sanmayın sadece eşimin boğazları ağrıdığı için ince dilim kestim :)

Güzel Yalı-Mudanya - Tirilye

Not.: Biraz beklettim.. farkındayım ama ancak vakit bulabildim :) 













Hafta sonu yolculuğumuzu Mudanyada geçirme kararı aldık...Aniden gelişti tabi ki... Diğer gezilerimizde olduğu gibi..Aslında aklına eseni değil ama ertelenmiş planları aniden uygulama desek daha doğru olacaktır. Ne garip yer Güzel Yalı- Mudanya ve Tirilye... O kadar sakin yerleşim yeri. Bizim Güzelyalıya varmamız öğlen saatlerini bulmuştu. Kendi aracımızla gittiğimiz için zaten geze geze gittik. Yol kenarlarındaki tesislerde kahvaltımızı da yaptık... İçinden geçtiğimiz şehirleride panoramik tur olarak geçtik..Eğlenceli ve bir o kadar da değişikti...Çok bir şey beklemeyin..Eğlenmek için ya da daha hızlı bir şehir görmek için yanlış bi seçim olur. Emeklilerin bulunduğu doğayla iç içe gün geçirmek için ideal... Yeni bina görmenizde neredeyse imkansız buranın doğal güzelliği bozulmasın diye sit alanı yapılmış çoğu yer... Yani yeni binalar bile 10 seneliktir. Güzel yalıya geldiğimiz zaman ilk dikkatimi çeken sahilin tam karşısında denize sıfır olan bir site vardı. İçinde yok yok ...Akıllı evlerdenmiş...Hani perdesi kendi açılıyor kendi kapanıyor. Senin adına alışveriş yapan birisi ve evinde yardımcı insanlar varmış. Evler 1+1 şeklinde olmasına rağmen 130 metre kare... Normalde 1+1 dediğimiz zaman brüt 50 metrekare akla gelir :) en azından bizim buralarda böyle..Alışmamışız  öyle 1+1lere... Allah bilir 3+1ler kaç metre kare... Evlerin fiyatı 500.000TL kirası aylık 1.500TL garantiliymiş...Yani evi aldınız diyelim kiracı olmaması gibi bi durum yokmuş...Elit kesimin kaldığı bu yer çoğu insanın bütçesini aşar...Kapının önündeki arabalardan anlarsınız zaten Porsche markalı arabalardan...
Sabah 7 de başlayan yolculuğumuz İnegöle gelince Özdilek AVM'de kahvaltı ile resmi olarak başladı.. Hesap  60 liradan fazla gelince içimize otursa da bi kahvaltı için çok fazlaydı ama hiç bir şey yolculuğumuz sırasında moralimizi bozmaya değmezdi...Çünkü para tekrar kazanılır... Ben biraz arabanın arkasında uyusam da gözlerimi Kestel yoluna geldiğimizde açtım... Ara ara gene kalktım bi baktım nerdeyiz diye ama geneli uyudum... Yeniceye geldiğimizde köprünün bi tanesine yazı asmışlar..."Bizim neyimiz eksik..Yenice İlçe olmak istiyor.."diye..Gidene kadar sloganım buydu..Benim neyim eksik?
Yol yapım çalışmaları nedeniyle tek şerit ve dar yollardan geçmek zorunda kaldık..Gidecek olursanız dikkatli olmanız da fayda var. Yol kenarları zeytin bahçeleri ile dolu... Ne güzel bi manzara... Bizim buralarda olmadığı için enteresan geliyor...Güzelyalıda fazla kalmadık..Asıl gideceğimiz yere Mudanyaya doğru yola çıktık. Fazla uzak bi mesafe yok aralarında... Çok acıkmıştık.Meşhur Ulaş Usta diye bi yerde pide yedik..Tabi salata önden geldiği için onun fotoğrafını çektim ama yediğimiz pidenin fotoğrafını açlığıma verin gitsin :) Cantık çok meşhur..Börekçilerin haddi hesabı yok... Kahvehanelerde çok tabi ki...Emekliler gölgenin altında çay içip gazete okuyorlar. Bi de gelen geçeni izliyorlar tabi... Mudanya merkezde Barış güvercinini göreceksiniz. Tam sağ tarafında da Mütareke evini göreceksiniz. Evin içinde fotoğraf çekmeyi yasaklamışlar ancak giriş ücretsiz... sadece diğer ülkelerle yapılan mütarekenin bir nevi hikayesi anlatılmış.. O eve gelen binlerce ziyaretçi var... Önceden uyarayım...Tatil yöresi olduğu için otel ya da butik otel seçeneğiniz var ancak hepsi dolu...rezervasyon yaptırmadan gitmeyin yoksa günübirlik gezmek çok yorucu olabilir. Butik otelde kaldık biz... Oda kahvaltı var...fiyatı da gayet uygundu. Hava kararmaya başladığı zaman otele giriş yaptık. Eşyaları bıraktıktan sonra gece biraz hareketlense de aradığımı bulamadım doğrusu... Normalde sahilin kenarına pazarlar kurulur.. Hediyelik eşyalar alınır oralardan...Bi yerden magnet aldık artık yapacak bir şey yok.. Sabah gene erken kalktık..Sınırsız kahvaltı eşliğinde  (Ki sınırsız kahvaltı kişiden kişiye değişiyormuş o gün onu da anladık ) kahvaltımızı yaptık. Sonra 20 dk içinde Tirilyeye vardık..
Diğer adı Zeytin bağı...Dedikleri kadar var..Milyonlarca zeytin ağacının içinden geçiyorsunuz.. Dağın tepesine vardığımız zaman Tirilye ayaklarımızın altında...Deniz Güneş ve Martı... Kokuyu içime hapsetmek istedim... Daracık yollardan geçtik ve Sonunda Tirilye çarşısındayız... Kiliseden camiye dönmüş pek çok tarihi eserler var... Zeytinin her şeyini yapıp satıyorlar...Şunu da belirteyim ilk gördüğünüz yerden zeytin ve zeytin yağı almayın...Kilosu 10 TL zeytinyağının...Değişiyor tabi fiyatları..Ambalaj güzelleştikçe fiyat artıyor...Ambalaj önemli değil bize içindeki önemli derseniz o zaman 8 TL :) Tirilyede zaman daha bi başka geçiyor..İnsan burda zamanı nasıl geçirir diyede düşünmeden edemiyor. Biz şehirden geldiğimiz için internetsiz yaşayamayız gibi gelse de onlar kendilerine uğraş alanlarını bulmuşlar bile...Zeytinin her çeşidini yapıp daha sonra turistlere bu ürünleri satmaktan onlarda zaman nasıl geçtiğini anlamıyorlardır. Enginar ve ev yapımı ürünleri de satılıyor :) Dalından yeni dünya ya da malta eriği yedim..Dut ağacından dut yedim. Pazardan ya da marketlerden aldığımız için asıl tadını unutmuşuz...
Gezdiğimiz yerlerin kare kare fotoğrafını çektim fakat yükleyemediğim biraz daha fotoğraf var ve biraz Taş Mektep ve Fatih camisinden ve Osmanlı Hamamından alıntı yaparak bahsetmek istiyorum.
Taş Mektep
Taş mektep 1909 yılında yapılmış bir binadır. Kıbrıs Eski Cumahurbaşkanı Başpiskopos MAkarios'un bu okulda eğitim aldığı ifade edilir.Döneminin batı mimarisini yansıtan Neo-Klasik tarzda bir yapıdır.
İskele caddesinin batısındaki tepede bulunan yapının üzerindeki bir taş oymadaki yazıda" M.MYPIDHS APTXITEKTWN 1909" ifadesinden mimari ve yapım yılı anlaşılabilir. Daha sonraları 1924 yılında şehit öksüz ve yetim çocukların okudukları Dar-ül eytam olarak Kazım Karabekir Paşa tarafından açılmıştır.
Fatih Cami
Camiye 4 adet başlıkları madenden yapılmış motiflerle süslü sütunların taşıdığı ahşap beşik bir çatı ile kapalı bir ravaktan girilir. Kilise olarak yapılan binadan mevcut mihrabın üzeri yarım kubbe ile örtülüdür. Çift kademeli kasnağa oturan konik kubbe hakim elemandır. Eski ismi Aya Tadori olan ve kapısında hicri 968 miladi 1560 yazılı olan kilise sonradan Fatih cami olarak değiştirilmiş ve kullanılmaya başlanmıştır.

Osmanlı Hamamı
Hamamın içine girmek mümkün değil..Zaten o bölgede yaşayanlar tarafından kapısına sağına soluna eşya konmuş durumda...
Hamam doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, peş peşe beş ayrı mekandan meydana gelmiştir. Hamamın girişi doğu duvarındadır. Soyunmalık ve onu izleyen mekan ayna tonozla örtülüdür. Buradan küçük bölümlere ve sıcaklığa geçilmektedir. Sıcaklık bölümü doğu-batı yönündeki bir sivri kemerle iki bölüme ayrılmış, üzerleri de kubbelerle örtülmüştür. Sıcaklığın çevresi Bursa üslubunda nişlerle çevrilmiş, bunların altına birer kurna yerleştirilmiştir. Ayrıca hamamın içerisine küçük dikdörtgen bir havuz yerleştirilmiştir.

İnsanın kendi gezmesi gibi değişik bir duygu yok...Gezin görün öğrenin...
Burayı gezmeden gelmeyin...
Tarihi Çamlı Kahve:
Taş mektebin yanından yukarı çıkıldığında Tirilyenin balkonu olarak tabir edilen ÇAmlı kahveye varacaksınız. Onca yolu Tirilyeyi görmek için gelip buraya uğramadan gitmek olmaz... Denizin en güzel olduğu yerdesiniz. Kahvaltısı hele muhteşem.. Salçalar ballar tereyağlar ooohhhhh....