18 Haziran 2012 Pazartesi

Güzel Yalı-Mudanya - Tirilye

Not.: Biraz beklettim.. farkındayım ama ancak vakit bulabildim :) 













Hafta sonu yolculuğumuzu Mudanyada geçirme kararı aldık...Aniden gelişti tabi ki... Diğer gezilerimizde olduğu gibi..Aslında aklına eseni değil ama ertelenmiş planları aniden uygulama desek daha doğru olacaktır. Ne garip yer Güzel Yalı- Mudanya ve Tirilye... O kadar sakin yerleşim yeri. Bizim Güzelyalıya varmamız öğlen saatlerini bulmuştu. Kendi aracımızla gittiğimiz için zaten geze geze gittik. Yol kenarlarındaki tesislerde kahvaltımızı da yaptık... İçinden geçtiğimiz şehirleride panoramik tur olarak geçtik..Eğlenceli ve bir o kadar da değişikti...Çok bir şey beklemeyin..Eğlenmek için ya da daha hızlı bir şehir görmek için yanlış bi seçim olur. Emeklilerin bulunduğu doğayla iç içe gün geçirmek için ideal... Yeni bina görmenizde neredeyse imkansız buranın doğal güzelliği bozulmasın diye sit alanı yapılmış çoğu yer... Yani yeni binalar bile 10 seneliktir. Güzel yalıya geldiğimiz zaman ilk dikkatimi çeken sahilin tam karşısında denize sıfır olan bir site vardı. İçinde yok yok ...Akıllı evlerdenmiş...Hani perdesi kendi açılıyor kendi kapanıyor. Senin adına alışveriş yapan birisi ve evinde yardımcı insanlar varmış. Evler 1+1 şeklinde olmasına rağmen 130 metre kare... Normalde 1+1 dediğimiz zaman brüt 50 metrekare akla gelir :) en azından bizim buralarda böyle..Alışmamışız  öyle 1+1lere... Allah bilir 3+1ler kaç metre kare... Evlerin fiyatı 500.000TL kirası aylık 1.500TL garantiliymiş...Yani evi aldınız diyelim kiracı olmaması gibi bi durum yokmuş...Elit kesimin kaldığı bu yer çoğu insanın bütçesini aşar...Kapının önündeki arabalardan anlarsınız zaten Porsche markalı arabalardan...
Sabah 7 de başlayan yolculuğumuz İnegöle gelince Özdilek AVM'de kahvaltı ile resmi olarak başladı.. Hesap  60 liradan fazla gelince içimize otursa da bi kahvaltı için çok fazlaydı ama hiç bir şey yolculuğumuz sırasında moralimizi bozmaya değmezdi...Çünkü para tekrar kazanılır... Ben biraz arabanın arkasında uyusam da gözlerimi Kestel yoluna geldiğimizde açtım... Ara ara gene kalktım bi baktım nerdeyiz diye ama geneli uyudum... Yeniceye geldiğimizde köprünün bi tanesine yazı asmışlar..."Bizim neyimiz eksik..Yenice İlçe olmak istiyor.."diye..Gidene kadar sloganım buydu..Benim neyim eksik?
Yol yapım çalışmaları nedeniyle tek şerit ve dar yollardan geçmek zorunda kaldık..Gidecek olursanız dikkatli olmanız da fayda var. Yol kenarları zeytin bahçeleri ile dolu... Ne güzel bi manzara... Bizim buralarda olmadığı için enteresan geliyor...Güzelyalıda fazla kalmadık..Asıl gideceğimiz yere Mudanyaya doğru yola çıktık. Fazla uzak bi mesafe yok aralarında... Çok acıkmıştık.Meşhur Ulaş Usta diye bi yerde pide yedik..Tabi salata önden geldiği için onun fotoğrafını çektim ama yediğimiz pidenin fotoğrafını açlığıma verin gitsin :) Cantık çok meşhur..Börekçilerin haddi hesabı yok... Kahvehanelerde çok tabi ki...Emekliler gölgenin altında çay içip gazete okuyorlar. Bi de gelen geçeni izliyorlar tabi... Mudanya merkezde Barış güvercinini göreceksiniz. Tam sağ tarafında da Mütareke evini göreceksiniz. Evin içinde fotoğraf çekmeyi yasaklamışlar ancak giriş ücretsiz... sadece diğer ülkelerle yapılan mütarekenin bir nevi hikayesi anlatılmış.. O eve gelen binlerce ziyaretçi var... Önceden uyarayım...Tatil yöresi olduğu için otel ya da butik otel seçeneğiniz var ancak hepsi dolu...rezervasyon yaptırmadan gitmeyin yoksa günübirlik gezmek çok yorucu olabilir. Butik otelde kaldık biz... Oda kahvaltı var...fiyatı da gayet uygundu. Hava kararmaya başladığı zaman otele giriş yaptık. Eşyaları bıraktıktan sonra gece biraz hareketlense de aradığımı bulamadım doğrusu... Normalde sahilin kenarına pazarlar kurulur.. Hediyelik eşyalar alınır oralardan...Bi yerden magnet aldık artık yapacak bir şey yok.. Sabah gene erken kalktık..Sınırsız kahvaltı eşliğinde  (Ki sınırsız kahvaltı kişiden kişiye değişiyormuş o gün onu da anladık ) kahvaltımızı yaptık. Sonra 20 dk içinde Tirilyeye vardık..
Diğer adı Zeytin bağı...Dedikleri kadar var..Milyonlarca zeytin ağacının içinden geçiyorsunuz.. Dağın tepesine vardığımız zaman Tirilye ayaklarımızın altında...Deniz Güneş ve Martı... Kokuyu içime hapsetmek istedim... Daracık yollardan geçtik ve Sonunda Tirilye çarşısındayız... Kiliseden camiye dönmüş pek çok tarihi eserler var... Zeytinin her şeyini yapıp satıyorlar...Şunu da belirteyim ilk gördüğünüz yerden zeytin ve zeytin yağı almayın...Kilosu 10 TL zeytinyağının...Değişiyor tabi fiyatları..Ambalaj güzelleştikçe fiyat artıyor...Ambalaj önemli değil bize içindeki önemli derseniz o zaman 8 TL :) Tirilyede zaman daha bi başka geçiyor..İnsan burda zamanı nasıl geçirir diyede düşünmeden edemiyor. Biz şehirden geldiğimiz için internetsiz yaşayamayız gibi gelse de onlar kendilerine uğraş alanlarını bulmuşlar bile...Zeytinin her çeşidini yapıp daha sonra turistlere bu ürünleri satmaktan onlarda zaman nasıl geçtiğini anlamıyorlardır. Enginar ve ev yapımı ürünleri de satılıyor :) Dalından yeni dünya ya da malta eriği yedim..Dut ağacından dut yedim. Pazardan ya da marketlerden aldığımız için asıl tadını unutmuşuz...
Gezdiğimiz yerlerin kare kare fotoğrafını çektim fakat yükleyemediğim biraz daha fotoğraf var ve biraz Taş Mektep ve Fatih camisinden ve Osmanlı Hamamından alıntı yaparak bahsetmek istiyorum.
Taş Mektep
Taş mektep 1909 yılında yapılmış bir binadır. Kıbrıs Eski Cumahurbaşkanı Başpiskopos MAkarios'un bu okulda eğitim aldığı ifade edilir.Döneminin batı mimarisini yansıtan Neo-Klasik tarzda bir yapıdır.
İskele caddesinin batısındaki tepede bulunan yapının üzerindeki bir taş oymadaki yazıda" M.MYPIDHS APTXITEKTWN 1909" ifadesinden mimari ve yapım yılı anlaşılabilir. Daha sonraları 1924 yılında şehit öksüz ve yetim çocukların okudukları Dar-ül eytam olarak Kazım Karabekir Paşa tarafından açılmıştır.
Fatih Cami
Camiye 4 adet başlıkları madenden yapılmış motiflerle süslü sütunların taşıdığı ahşap beşik bir çatı ile kapalı bir ravaktan girilir. Kilise olarak yapılan binadan mevcut mihrabın üzeri yarım kubbe ile örtülüdür. Çift kademeli kasnağa oturan konik kubbe hakim elemandır. Eski ismi Aya Tadori olan ve kapısında hicri 968 miladi 1560 yazılı olan kilise sonradan Fatih cami olarak değiştirilmiş ve kullanılmaya başlanmıştır.

Osmanlı Hamamı
Hamamın içine girmek mümkün değil..Zaten o bölgede yaşayanlar tarafından kapısına sağına soluna eşya konmuş durumda...
Hamam doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı olup, peş peşe beş ayrı mekandan meydana gelmiştir. Hamamın girişi doğu duvarındadır. Soyunmalık ve onu izleyen mekan ayna tonozla örtülüdür. Buradan küçük bölümlere ve sıcaklığa geçilmektedir. Sıcaklık bölümü doğu-batı yönündeki bir sivri kemerle iki bölüme ayrılmış, üzerleri de kubbelerle örtülmüştür. Sıcaklığın çevresi Bursa üslubunda nişlerle çevrilmiş, bunların altına birer kurna yerleştirilmiştir. Ayrıca hamamın içerisine küçük dikdörtgen bir havuz yerleştirilmiştir.

İnsanın kendi gezmesi gibi değişik bir duygu yok...Gezin görün öğrenin...
Burayı gezmeden gelmeyin...
Tarihi Çamlı Kahve:
Taş mektebin yanından yukarı çıkıldığında Tirilyenin balkonu olarak tabir edilen ÇAmlı kahveye varacaksınız. Onca yolu Tirilyeyi görmek için gelip buraya uğramadan gitmek olmaz... Denizin en güzel olduğu yerdesiniz. Kahvaltısı hele muhteşem.. Salçalar ballar tereyağlar ooohhhhh....